Hakkında

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz.

KAYNAKLAR:

  1. Mesnevi:  https://yadi.sk/i/94_F2taBcuUNS
  2. Fütuhu’l Gayb :  https://yadi.sk/i/Rd9vOVp8xv7vv
  3. Amak-ı Hayal :  https://yadi.sk/d/5jWMGdel9FGAQ
  4. İnsan-ı Kamil :  https://yadi.sk/d/gMdKyd5O8GZjg
  5. Füsus-Yorumlu :  https://yadi.sk/i/Mpt3F6C3dDHhK
  6. Reşahat :  https://yadi.sk/d/lK5BmtyUG6VED
  7. Peygamberin Hayatı : https://yadi.sk/i/vlWGNXwkyXMss
  8. İsnetus ekşi entryleri pdf: https://disk.yandex.com.tr/d/iTPyIaU4-1-y2Q

Hakkında” üzerine 85 yorum

  1. Sevgili kardeşim yazılarının hepsini okudum belliki teşhis tamam tedavi kısmındasın şu kardeşine yaptığı ibadetlerden zevk alması,işin künhüne vakıf olması için ne tavsiye edersin.Zira akademik eğitim değil samimiyet bu işler için şart olduğunu düşünüyorum kaldıki misal Ladikli ahmet ağa cahil bir çobandı.Selam ve dua ile

    Beğen

  2. Üstad s.a,

    Öncelikle güzel paylaşımlarınız dan ve onlar için harcamış olduğunuz emekleriniz den dolayı teşekkür ederim.E n son albatros ile ilgili yazınızı okudum. Eğer bu bir alıntı ise kaynağını bize paylaşabilir misiniz? Yok eğer alıntı değil ise bu güzel yazı için tebrik ederim. Selamlar

    Beğen

    • albatros ile ilgili yazıyı yakın bir arkadaşım bana mail olarak göndermişti. ben de boşa gitmesin, belki birileri feyz alır diye ekşide yayınladım. ancak zaten pek anlayanı olmayacağını düşündüğümden ve de gönderen yakın arkadaşım olduğu için, kaynak belirtme ihtiyacı duymamıştım. yani yazı bana ait olmayıp mezkur arkadaşıma aittir. beğeninizi ona iletirim.

      Beğen

  3. İstanbul’daysanız bir çay içelim mi? Yazılarınızı 5-6 aydır takip ediyorum; aynı dili konuşuyoruz.

    Selametle

    Beğen

  4. tasavvufa ilgi duymakla beraber dunyevi yasamida cok seviyorum acaba bana bilgi almam icin onerebileceginiz sade turkceli kaynaklar var mi ? Ayrica cehennem korkusu duymaktan dinimden uzaklastigimi dusunuyorum sizce ne yapmaliyim tesekkurler..

    Beğen

    • Size Mesnevi okumayı önerebilirim. Her gün hiç sektirmeden 3-5 sayfa okursanız zaman içinde kalbinizde bir aydınlanma hissedecek ve tüm sorularınıza, şüphelerinize cevap alacaksınız.

      Mesnevi bir kez okunup bırakılacak bir kitap değildir. Bir ömür boyu tekrar tekrar okunmalıdır. Her okuma nur üstüne nurdur.

      Aşağıdaki linkten günümüz insanı için dil ve üslubu en uygun Mesnevi tercümesini indirebilirsiniz:

      https://yadi.sk/i/94_F2taBcuUNS

      Beğen

  5. Yazılarınızı zevkle okudum, ekşide halen yazabilmenize şaşırdım doğrusu, zira müslüman yazarlara ciddi hakaretler var bildiğim kadarıyla, umarım pek çok kişinin imana gelmesine vesile olursunuz. Benim merak ettiğim bir konu var astrolojinin islamda ve tasavvufta yeri nedir çok derin bir konu biliyorum ama kısaca açıklarsanız sevinirim.

    Beğen

    • astroloji kadim ilimlerdendir ve gerçekliği vardır. ancak günümüzde bağlamından koparılmış ve ehil olmayan ellerde istismar edilmiştir.

      dolayısıyla bu ve benzeri ilimlerle uğraşmak saptırıcı ve zararlıdır görüşümce. bu sebeple, temel meselemiz iman ve marifet konuları olmalıdır.

      Beğen

  6. Yazılarınız için teşekkür ederim.Zevkle takip ediyorum.
    Şu program kafamı meşgul etti.Acaba siz ne düşünürsünüz?

    Beğen

  7. Hocam S.a ,

    Ali şeriati ile ilgili okumuş olduğum bazı alıntılar ve insanın 4 zindanı kitabı çok ilgimi çekti ve kendisinin kitaplarını okumayı düşündüm. Ancak pek çok ortamda kendisi ile ilgili olumsuz yorumlar yapılıyor. Kendisi ile ilgili fikriniz nedir?

    Beğen

    • Aleyküm Selam, Ali Şeriati’nin bir kaç kitabını yıllar önce okumaya çalışmıştım lakin başaramadım. Bana tatsız tuzsuz, daha doğrusu saman tadında geldiler. İçinde marifet olmayınca ilmin lezzeti olmuyor maalesef. Tabii bilemiyorum, belki bana öyle gelmiş de olabilir.

      Beğen

  8. SELAMUN ALEYKUM,

    GEÇEN BİR SOHBETTE DİNLEDİM. “……… mutlaka ve mutlaka fıkıhla irtibatın olacak.İmamı rabbani hz.leri bir mektubunda diyor ki “………fıkıh ilmini niye ihmal ediyorsunuz. Bir insan sürekli tasavvuf kitapları okuya okuya ayağı kayar” diyor imamı rabbani. “Dinsiz dahi olabilir…..”

    Yanlış anlama hocam sana bir mesaj falan vermek istemedim , yeni duyduğum için dikkatimi çekti, paylaşmak istedim sadece.

    Beğen

  9. Aleyküm Selam,

    “Buradaki “fıkh” kelimesinden, “Fetvaları anlamazlar” değil, imanın ne demek olduğunu anlamazlar manası murad edilmiştir.
    Ömrüme yemin ederim ki, fıkh ve fehm(anlayış) kelimelerinin ikisi de lugatte bir manadadır. Arablar arasında eski ve yeni şivelerde ikisi de bir manada konuşulur. Allahu Teala buyuruyor:
    “Onlar, inanınız ki Allah’tan daha çok sizden korkuyorlar. Bu ise anlayışlı bir kavim olmadıklarındandır.” (Haşr: 13)

    Allahu Teala’dan korkularının azlığı ve insanların saldırışını büyütmeleri fıkıh azlıklarına havale ediliyor. Bak bakalım bunların fakih olmamaları, fetvaların çeşitlerini bilmedikleri için mi, yoksa bizim anlattığımızı bilmedikleri için midir? Peygamber Efendimiz (asm) kendisini ziyarete gelen bir cemaat hakkında fıkıh meselelerini değil, iman, amel ve ahlak esaslarını öğrenmelerini ve iyi hasletlerini anlatmaları üzerine:
    “Alimdirler, hakimdirler, fakihdirler.” buyurmuştur.

    Halbuki bunların hiç biri diğer manada fıkıh meselelerini bilmezlerdi. Zühri kabliesinden İbrahim’in oğlu Sad’a (ra) “Hangi şehir halkı daha fakihdir?” diye sorulunca,
    “Allahu Teala’dan daha çok korkan” diye cevap vermekle fıkhın neticesine işaret etmiştir. Çünkü ilmin batıni meyvesi fetva ve hükümler değil, takvadır.

    (ihya-i ulumu’d-din’den alıntıdır)

    Beğen

  10. Merhaba,
    Ahmed Eflaki’nin Ariflerin Menkıbeleri adlı kitabında Mevlana ve Şems ile alakalı, Allah’ın onlara bir delikanlı ya da Kimya Hatun şeklinde göründüğü gibi bir takım hikayeler var. Acaba konu hakkında bir bilginiz var mı?

    Beğen

    • Evet buna sûri tecelli denir. her ne kadar sekr/sarhoşluk ehli anlamasa da tecelli eden tecelliden farklıdır. Mesela güneşe tutulmuş aynada güneşin bir sureti oluşur. Bu suret güneşin kendisi değii ama onun bir nevi yansımasıdır.

      İmam-ı Rabbani hazretleri şöyle der: “bilinen ve bulunan O değildir, O ötelerin ötesinde, ötelerin ötesindedir. Lakin bu ötede olma durumu uzaklık canibinden değil, yakınlık canibindendir. O’nu bulmak keyfiyetsiz/niteliksiz bir mahiyettedir”

      Liked by 1 kişi

  11. Merhaba İsnetus, ekşideki entrilerini zevkle okuyorum ancak kafam karışıyor. Entrilerinde hep aklı rehber almanın yanlışlığını söylüyorsun asıl önemli olan irfan sezgiler diyorsun. Perki bunu nasıl kazanıcaz mesela rehbersiz kwndi kafamızdan zikir çekersek cin ve şeytanların oyuncağı olmaz mıyız? Bir de şahsi bir soruö olucak ben tıp fakültesinde okuyorum, ileride bilimsel çalışmalar yapmak istiyorum Türkiyeye faydalı olmak için. Bunu yaparken de tüm kaynaklar ingilizce olduğundan batılı gibi düşünüp aklı rehber almam gerekecek. Tasavvufla çok meşgul olursam da yere basmayıp hayallerin ve sanrıların içinde kaybolup işimi iyi yapamamaktan korkuyorum. Bir de hayalci bir yapım var. Bana göre zekam ve hayal kurma yeteneğim bana hem lütuf hem eziyet, yaşamayan bilmez. Bana ne önerirsin.

    Beğen

    • Tasavvuf yoluna girmek bir zorunluluk değildir.

      Bir müslümanın,

      1-Düzgün bir itikat sahibi olması,
      2-Büyük günahlardan kaçınması,
      3-Farzları yerine getirmesi,

      yeterlidir. Mesela düzenli olarak Mesnevi okumak bile bize gereken zevki ve donanımı kazandıracaktır.

      Beğen

  12. Sevgili isnetus cevabınız iöin teşekkürler, bir sorum daha var.zikir ve esmaül hüsna okuma hakkında ne düşünüyorsunuz, rastgele ve fazla zikir çekenlere cinler musallat olur gibi yazılar okudum. Bir müslüman bu konuda nasıl davranmalı. Bir de televizyon, bilgisayardan kaynaklanan vazgeçemediğimiz ama bizi malayaniye boğan bilgi kirliğinden nasıl korunabiliriz, özellikle haberler, siyaset, reklamlar insanın aklını aşırı bulandırıyor. Nasıl zihnimizi işgalden kurtaralım. Hayırlı akşamlar!

    Beğen

  13. Ben TV seyretmiyorum, size de tavsiye ederim. Zikir kâmil bir zattan alınmadığı müddetçe manevi yükselişi sağlamaz. Kâmil olan zat zikri verirken, kendi müşahadesi olan makamın nurunu da beraberinde ilka eder. Bu nur, zâkir ile şeytan arasında perde olur. Eğer böyle bir zat arıyorsanınız, Allah’a dua edeceksiniz. Ancak günümüz insanı seyr-i süluk için pek kabiliyetli değildir, onu da belirteyim.

    Liked by 1 kişi

  14. Hocam Selamun Aleyküm,

    Bugün koynunda yılan beslemek başlığı altında yazdığınız hususların kaynağı kendiniz misiniz yahut bir başka Arif zat mıdır? Aslında Bu soruyu uzun zamandır sormak istiyordum ancak bugüne kısmetmiş. Ekşide kimi zaman yazdığınız yorumlarınız şahsınıza mı ait yoksa bir başkasına mı ait bilemiyoruz. Eğer ki kaynak belirtebilir seniz bizde okuyarak yaralanabiliriz diye düşünüyorum. Allah’a emanet olun

    Beğen

    • Aleyküm Selam,

      Yorumlar şahsıma aittir. Ancak bu yorumların arka planını büyük ölçüde, Mektubat-ı Rabbani başta olmak üzere, sair tasavvufi eserler oluşturmaktadır.

      Beğen

  15. ısnetus yazılarını elimden geldigince takip ediyorum emegine saglık tasavvufa ilgi duymaya başlamamın sebeblerinden biride sensin . allah razı olsun.

    Beğen

    • Tam olarak ne olduğunu veya kim olduğunu bilmemiz mümkün değil. Bildiklerimiz tefsirlerde ve tasavvuf kitaplarında yazılanlardan ibaret. Az bir araştırmayla o bilgilere ulaşabilirsiniz.

      Beğen

  16. Hocam selamun aleyküm,

    Daha Önce Mesnevinin 4 cildini Şefik Can tercümesinden okudum. Yoğun tavsiyelerinizinde içinde bulunduğu bir takım etkenler neticesinde yeniden okumaya başlamak istiyorum Allah kısmet ederse.Başka bir tercüme önerir misiniz yada Hz Mevlana’nın başka eserlerini okumamı tavsiye eder misiniz?

    Allah’a emanet olun

    Beğen

    • Aleyküm Selam,
      Eyleme dönüşmeyen bilgi değersizdir; tekrar tekrar mülahaza edilen bilgi, insanı şah damarından yakalar ve adeta zor kullanarak eyleme, harekete, çalışmaya sevk eder.

      Aynen devam…

      Beğen

  17. İyi akşamlar isnetus.
    Günümüz insanının seyr-i süluk için uygun olmadığını söylemişsiniz, neden uygun değil?

    Beğen

  18. Aleyküm Selam,
    Yunan ve pagan tanrılarına tapmıyorum elbet:)
    Ama onların bir hakikati olduğuna ve zaman içinde mecazların gerçek zannedilerek ilkel, putperest bir dine dönüştüğünü söylüyorum. Mesela, Yunan deniz tanrısı POSEİDON belki de denizlere müvekkel olan meleğe işaret ediyordur.

    Beğen

    • Herkes kendi seçimlerini kendi yapar; sonuçlarına da katlanır. Kimseye karışmaya hakkımız da, yetkimiz de yoktur. Kendi nefsimizin terbiyesi ile meşgul olmamız yeterlidir.

      Beğen

  19. Yapacak bir şey yok; emir büyük yerden: “De ki: Gerçekleri içeren bu Kur’ân, Rabbinizden gelmiştir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.”(kehf 29)

    Beğen

  20. Merhabalar;

    Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Yalnız mesnevinin pdf linkini paylaşmışsınız. Telif hakkını ihlal etmiyor mu sizce? Kul hakkına girmez mi ? Ben tavsiyeniz üzerine satın aldım mesela.

    Bir de eczacılara niye bu kadar yükleniyorsunuz? 🙂 Mesleğin içinde olmadığınız için sadece esnaf olarak görüyorsunuz ya da tanıdığınız bir kaç eczacıdan yola çıkarak genel bir yorum yapıyorsunuz.
    Kemalistlere söylediğiniz sözlerden hiç bahsetmiyorum. Düşünce özgürlüğü var istediğinizi düşünebilirsiniz , yazabilirsiniz tabi ki. Ama bu konularda ön yargılı olduğunuzu düşünüyorum. Özellikle sizin gibi insanların ön yargılı olması beni daha çok üzüyor.

    İyi günler.

    Beğen

    • Mesnevi gibi bir kitabın telif hakkı bence olmaz. Mevlana zaten bu kitabı maddi kazanç elde etmek için yazmamıştır. Onun varislerini bulup para ödememiz de gerekmez. Dolayısıyla Mesnevi anonim bir eserdir ve tüm telif hakları millete aittir. Bence Mesnevi’nin ücreti, onu anlamaktır.

      Çevirmenlerin hakkından bahsederseniz eğer, yine aynı cevapları verebilirim.

      Hayata dair hükümler tartışmaya açıktır. Onlara çok da takılmamak lazım.

      Beğen

  21. Aleyküm Selam,
    Açıkçası bu türden düşünceleri doğru bulduğumu söyleyemeyeceğim. Kim ki en çok aczini fakrini bilir, hiçbir iddiası ve davası yoktur, yalnızca rıza-i ilahi için çalışır, makbul olan bence o kimsedir. Kendinde bir takım manevi makamlar, rütbeler, ünvanlar vehmeden, çevrelerine de bu yönde telkinlerde bulunanlar ise tehlikelidir. Böylelerinden uzak durulmalıdır.

    Beğen

    • Kendisine “Mehdi” denilen bir şahıs da vardır, kaynaklarda geçer. Ama o işle uğraşmak da yanlıştır. Hatta uğraşanların çoğu sapıktır. Günümüzde en önemli meseleler, iman ve itikada dair olanlardır. Yani bu durum, Kuran’ın müteşabihi ile uğraşmak gibi gereksizdir.

      Beğen

  22. Merhaba, yazılarınız ilgimi çekti.. Cemal ve celal konusunü merak ediyorum. Nefs psikolojisi ile ilgili bir konferansta öğrendim. Siz nefs psikolojisi ile ilgileniyor musunuz? Rüya tabiri yapabiliyor musunuz?

    Beğen

    • Celal ve Cemal ile ilgili bir yazı blogda var. Diğer yazılarda da parça parça işlenmiş durumda. Nefs psikolojisi diye bir tabiri ilk defa duyuyorum. Yeni türetilmiş sanırım. Tasavvuf ehli için rüya tabiri olmazsa olmazlardandır ve onların rüya yorum kabiliyetine başkalarının ulaşması zordur, belki de imkansızdır. Bilhassa Freud ekolüne bağlı olarak rüya tabiri yapan bazı kimselere denk geldim, yorumları bence çok yetersiz idi.

      Beğen

  23. Selâmun aleyküm, efendim;
    Yazınızda abdest için meshin kâfi olduğunu söylemişsiniz. Hâlbuki ayakların yıkanması gerekmez mi?

    Beğen

    • Aleyküm Selam,

      Evet sünnet üzere alınacak bir abdestte ayakları yıkamak gerekir. Abdestin farzları ise asgari hadlerdir.

      Beğen

  24. Merhaba, uzun zamandır oradan oraya sürüklendiğini hisseden, işlerin devamlı ters gittiğini düşünen, zaman zaman ümitsizliğe düşen genç birine ne tavsiye edersiniz?

    Beğen

    • Her gün düzenli olarak bir kaç sayfa Mesnevi okuyabilirsiniz.

      Hedef, vahdetin ve tevhidin idrakıdır. O zaman hayatınızdaki hiçbir şeyin gelişigüzel cereyan etmediğini, hepsinin bir anlamı ve size bir ders mahiyetinde olduğunu idrak edeceksiniz.

      Vahdet, tüm varlığın, içindeki insanlar dahil, tek bir yapı ve sistem olmasıdır.

      Tevhid ise, bu bütünleşik sistemin sahibinin de tek olmasıdır. Vahdetin müşahadesi ile tevhid de idrak edilir.

      Liked by 1 kişi

  25. selamlar,

    ekşi sözlükte, kendi seyr-i sulukunuz, maceranız, aşkın azalıp artması hakkında bir yazınız vardı. linkini verebilir misiniz acaba, bulamıyorum da.

    Beğen

  26. Selamun aleyküm;
    Reşehat’te Şeyh Safi abdal taifesinden bir zatın et yemediğini, et yiyenlere hayret ettiğini söylüyor. Bu nev’ şeyler Peygamber efendimizin sünnetine muhalefet etmek manasına gelmez mi?
    Bazı tasavvufî eserlerde, kalbime giran gelen bu kabilden misallere karşı tavrım nasıl olmalı?

    Beğen

    • O türden yaklaşımlar özel hallerdir ve ilgili kişiyi bağlar. Halkın geneli için geçerli değildir.

      Özel durumlara saygı gösterilmelidir. Mesela ben de süt içmiyorum. Süt içmiyorum diye beni kınayamazsınız.

      Liked by 1 kişi

  27. Orhan Pamuk’un Kara Kitabinda oldugu gibi yazilarinizla aktualitem paralel gidiyor. Sayenizde hayatimda ilk defa goreli olarak ve gecmise nazaran huzurluyum. beni en cok rahatsiz eden onemli biri olma istegi (hubbucah).bunu nasil asarim..(duzenli Mesnevi okumak disinda)

    Liked by 1 kişi

    • Dünya hayatının sabun köpüğü gibi gelip geçici olduğunu ve imparator dahi olsa bir insanın saltanatının en fazla 70 yıl süreceğini düşünürseniz, o tür istekler sönecektir. Toprak, dilenci ile padişahı eşitler. Sayılı zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçer.

      Liked by 1 kişi

  28. Eğer arkadaşınız düzenli olarak Mesnevi okursa ve bilincini yükseltebilirse, umulur ki, sıkıntıları GEÇER VE YERİNİ HUZURA BIRAKIR…

    Liked by 1 kişi

  29. Yazdığınız bütün yazılar için teşekkür ederim.Sizin sayenizde mesnevi okumaya başladım.Muhyiddin-i Arabi nin yazısını alıntılayarak yazdığınız,Fatiha suresini bilmeyen insan başlığındaki yazınız için de ayrıca teşekkür ederim.Gerçekten farkındalığımı arttıran bir yazı.

    Beğen

  30. Merhaba,
    Bir arkadaş ile MESNEVİ yi konuşuyorduk. Size sormamı söyledi
    Mesneviyi kimin çevirisinden okumamı önerirsiniz?

    Beğen

    • Hangisini okursanız okuyun, yeter ki okuyun, önemli değil. Aslolan manaya intikal edebilmektir.

      Yukarda Şefik Can çevirisinin linki var. İsterseniz ondan da devam edebilirsiniz.

      Liked by 1 kişi

  31. Merhaba İsnetus.

    Tasavvufta esrarın yeri var mıdır ? İdrakı artırıcı tesiri hakkındaki fikrini merak ediyorum.

    Beğen

    • Hayır kesinlikle yoktur. Her türlü müsekkerat kesinkes yasaktır. Tasavvuf insan şuurunun eğitimidir, kimyasal madde kullanımı değildir. O türden yaklaşımlar feth-i zulmani(karanlık yüz) yöntemleridir.

      Liked by 1 kişi

  32. Merhaba İsnetus,

    Ozguven ile ilgili sorum ya da sorunum var diyeyim. Bazen kendimi cok ozguvenli hissediyorum. Mutluyum fakat birden ben kimim ki diyorum, insanlari nasil kendimden ustun gorurum halbuki en asagilik en sahtekar, ikiyuzlu insan benim. Sonra moralim bozuluyor. Ben hicbir seye layik degilim kadara dusebilir bu. Hani bir entrynizde bahsetmistiniz ya surekli bir muhasebe halimdeyim diye. Eminim sizin kadar degildir bu ama iste dedigim gibi kendimi asagilik goruyorum sonra da acaba kendimi degersiz gormemin sebebi seytanin vesvesesi mi diyorum. Nasil desem son cumlemde “diyorum” derken bile “(ben) diyorum” dedim ya hani ama ben kimim ki aklima geliyor. Sizden istegim lutfen ozguven konusuna bana bir tavsiye verin. Kendimi ne ustun goreyim ne de alcak.

    Beğen

    • Sizin halinizin nefs muhasebesi ile alakası yok. Bu düşüncelerin tamamını bırakmalısınız. Aklınızı ve kalbinizi yalnızca Mesnevi ile meşgul etmelisiniz. Zaman içinde tüm menfi haller sönecektir.

      Liked by 1 kişi

  33. Selamlar,
    Yazılarınızı İngilizceye çevirip (yapabildiğim kadarıyla) yabancılara okutmaya izniniz var mı?

    Beğen

  34. Merhaba İsnetus.

    Ekşi’de yazan ve video bloglar çeken Nebuch’un dedikleri hakkındaki fikrini merak ediyorum. Dediklerine daha önce rast gelmiş miydin ?

    Bu soruyu ve bu soruya benzer soruları faydasız birer dedikodudan ibaret görme riskine karşı burada sormak istediğim şeyi açıklayıp netleştirmek istiyorum:

    Vahdet-i vücûd anlayışını bilimsel izdüşümleri ile birlikte açıklamaya çalışan ve bu açıklamaları yaparken okült kaynaklardan da beslenen birinin dediklerine karşı hissedilen vecd, feth-i zulmani yöntemleri ile elde edilen ilhamlardan sayılır mı ?

    Beğen

    • Evet “nebuch” adlı arkadaşın entry’lerine ekşide rastlamışlığım vardır. Bir kısım videolarını da izledim. İzlerken kimi yaklaşımlarından pek hazzetmediğimi hatırlıyorum. Mesela aydınmak DMT veya başka kimyasallarla başarılabiecek bir iş değildir. O tür bir kafa yapısı zaman içinde mistik bir materyalizme evrilir. Onunki daha çok “new age” tarzı…

      Hangi kaynaklardan yararlanıldığı önemli değil. İzah eden şahıs istikamet üzere mi? öyleyse sorun yok.

      Liked by 1 kişi

  35. Merhaba İnsetus

    Ömer Hayyam hakkında neden “dark-side”a geçmiş olabileceğini düşünüyorsun ?

    Beğen

  36. Okul,askerlik/ çalışmak derken 26 yaşında evlenmiş birinin hz. Aişe’nin 9 yaşında evlendiği veya meçhul iddialara karşılık evlenebileceğini anlamayabilmesi zorlaşır. Belki de sanayi toplumu ile bu eleştiri sadece son asırda yapıldı çünkü hiçbir tasavvufçunun bu konu ile ilgili bir sözüne rastlamadım. Madem algıları açık şu meseleyi de bir açığa kavuştursun ancak mantık kıyas ile değil icraatla. Peygamber neden ümmetini aydınlatmadı da bu kadar çeşit yorum türedi?

    Beğen

  37. Eşcinsel başlığındaki olağanüstü ilerlerler dediğiniz yazıyı okudum.

    Sonra birden bir düşünce geldi. Bu adam nereden biliyor olağanüstü ilerlediklerini kimlerle muhatap oluyoz diye ve hala gitmedi bu düşünce. Hocam bende böyle nevrozlar oluyor troll filan diye düşünmeyin.

    Beğen

  38. Hayırlı günler,
    Hizmetleriniz için çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun. Size danışmak istediğim üç soru olacaktı.
    1) Mevlana hazretlerinin Mesnevi’de Muaviye’den övgüyle bahsetmesini nasıl yorumlamamız gerekir? (İlmin ve Velayetin kapısı Ali Efendimiz ve Ehli Beyte yapılanlar babında)
    2) Mesnevi şeriften sizin de yazılarınızda bahsettiğiniz şekilde istifade edebilmek için, Farsça orijinalinden okumak gerekli midir? Kuran’ın nurunu alabilmek için mealden değil Arapçasından okunması gerektiği tasavvuf ehli bazı kişiler tarafından dile getirilmiştir? (sadece bir örnek: Mahmud Erol Kılıç) Aynı şey temel tasavvuf eserlerimiz için de geçerli midir? Kısacası, Farsça olmadan Mesnevi’nin Nur’undan istifade edebilir miyiz? Nur alışverişi dışında da, mesneviye vakıf olmak açısından, Farsça’nın rolü hakkında ne düşünmektesiniz?
    3) Ahmed Avni Konuk şerhi hakkında ne düşünmektesiniz?
    Vaktinizi aldığım özr diler, Selam ve hürmetlerimi sunarım.

    Beğen

    • 1. Hz. Ali mutlak adaletin temsilcisidir. Muaviye ise nispi adaleti temsil eder ve lisan-ı halle der ki, “insan kalitesi her geçen gün düşüyor artık bu toplumun yönetilmesi ancak hükümdarlıkla mümkündür”. Evet bir toplum şuur mertebelerinde ne kadar aşağıya düşerse, orada düzeni sağlamak için yöneticiler orantılı olarak cebre, zorbalığa başvururlar. Çünkü insan ilkelleştikçe ancak güç kullanılarak zabtedilebilir hale gelir. Bu tür yönetimler zulümden hâli kalamazlar. Bu hüküm günümüz için dahi geçerlidir. Ancak düzenin bir şekilde sağlaması icap ettiği için belli kriterleri sağlayan liderler, zulme bulaşsa da, kabul görürler. Aksi takdirde daha büyük zulümlere kapı açılır.

      2. Evliyaya ilham yoluyla gelenleri değiştirmek uygun değildir. Harfleri veya kelimeleri gramer tashihi veya sadeleştirme için dahi olsa değiştirmek son derece sakat bir uygulama olur. Çünkü harflerin dizilişinde, titreşiminde dahi sırlar vardır. Mesnevi’yi farsça orijinalinden okumak elbette daha faydalıdır ancak sair şartlar da hesaba katıldığında pek uygulanabilir olduğu söylenemez. Dolayısyla güzel bir çeviriden istifade etmek en doğrusu olacaktır. İşin özü olaylara Mevlana gibi bakabilmek ve onun gibi bir göz kazanmaktır.

      3. Ahmed Avni Konuk şerhine göz atmışlığım vardır. Gayet güzel.

      Liked by 1 kişi

      • Dakikalardır kafa yoruyorum yazdığınıza. Böyle bir ayrıntıya neden girdi diye. Meğer 3. Gözümü acmışlığım vardır diye okuyrmuşum.

        Beğen

  39. Cevabınız için çok teşekkür ederim. Müsadenizle danışmak istediğim bir iki nokta daha olacaktı.
    1) Yazılarınızda, Nefs tezkiyesinin neredeyse imkansız olduğundan bahsetmişsiniz. Size göre yapılabilecek şey (ve yapılmakta olan), kalp tasfiyefesi. Anlayabildiğim kadarıyla, Turuk-ı Aliye bünyesinde yapılan, genelde 12 dersten oluşan ve seyr-i süluk olarak adlandırılan programın nefs tezkiyesini değil, kalp tasfiyesini sağlayacağını dile getiriyorsunuz.
    Benim danışmak istediğim şu olacaktı: Sizin dile getirdiğiniz anlamıyla nefs tezkiyesi tam olarak nedir? Kalp tasfiyesinden sonra mı başlayacaktır? Nefs tezkiyesi vehbi midir yoksa kesbi mi? Kesbiyse, yöntemi ve çalışmaları neler olacaktır? Ve varılmak istenenen sonuç ile bu sonucun emareleri neler olacaktır?
    2) Uzun süren bir omurga hastalığının akabinde, 3 ay felç kaldım ve ancak bir ameliyat sonucu ayağa kalkabildim. Ayağa kalkabildim ama hareketlerim kısıtlıydı ve ağrılarım denediğim pek çok tıbbi tedavi ve egzersize rağmen devam etti. Bu arada “5 tibetan rites” olarak adlandırılan bir yoga hareket dizimi, ağrılarımın geçmesini sağladı. Ben bu uygulamaları spritüel bir egzersiz olarak değil, bir fizik tedavi programı olarak uyguluyorum. Bu egzersizleri yaparken bol bol, “Ayetel Kürsi okuyor, Salvat getiriyor ve La havle ve la kuvvete illa billah zikrini yapıyorum. Yazılarınızda bahsettiğiniz uzak doğu spritül akımlarında söz konusu olan, “dark side’ın” bu koşullarda üzerimde bir etkisi olur mu?
    3) Danışılacak ve sorulacak konular çok. İnşallah çok vaktinizi almıyorumdur.
    Selam ve hürmet ile

    Beğen

  40. Selam isnetus
    Birine milli piyangodan 15 trilyon düşmüş. Adam ölünce para oğluna kalmış. Şimdi oğlu bütün parayı bankaya atıp ayda 115 bin lira faiz alıyor. Lüks arabalar falan filan… Bir de siz. Çile çekmişsiniz fakat belki de erdiniz çetin bilmecesine hayatın tabi para sadece bir örnek. Değişik yerlerden vurduğu da oluyor çilenin…

    Beğen

  41. Merhaba,

    Muhyiddin-i Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiyye’si ile ilgili bir incelemeniz var mı? Mevcut 30 ciltin 18’i Türkçeye çevrilmiş sanırım, bu çeviri ile okuduysanız görüşünüz nedir? Olduğu gibi tercüme edilmiş midir yoksa çeşitli kısımlarına sansür uygulamışlar ya da tam tercüme değil de yorumlama şeklinde mi yapılmıştır?

    Açıkçası ekşi de ki cehennem entrinizden sonra bu kitaba merak saldım, cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.

    Beğen

    • Hepsini okumadım. Her çeviride şu veya bu derece bir kayıp mutlaka olur. Nadiren de olsa bazen çeviri aslını geçebilir. Tabii bu istisnai bir durumdur. Fütuhat çok derin bir eser olduğu için bizim anladığımız miktar bize çok bile gelir. O yüzden çeviri konusunu dert etmenizi önermem.

      Liked by 1 kişi

Yorumlar kapalı.