İHANET

ihanet eden ancak kendine ihanet etmiştir.

yalan söyleyen ancak kendine yalan söylemiştir.

hile yapan da ancak kendine hile yapmıştır.

tasavvuf ehli ne der?

“tüm dünya aleyhinde birleşse, allah dilemedikçe senin kılına zarar veremezler”. bu sözün anlamı nedir biliyor musunuz?

aslında kim ne yapar kendine yapar. hiç kimse başkasına fayda veya zarar vermeye muktedir değildir. bizim başımıza gelen hayır veya şer cinsinden her hadise, ancak varoluşta her an faal olan en büyük terbiye edicinin yani rabbın kararı ve icraatı iledir(veya evren bu şekilde işleyecek şekilde programlanmıştır da diyebiliriz. bunu özellikle belirteyim ki, hemen kafamızda tahtında oturan aksakallı bir tanrı imajı oluşmasın).

söz gelimi malın mı çalındı? o hırsızı senin üzerine sevk eden rab’tır.

ihanete mi uğradın? o haini sana gönderen rab’tır.

dövüldün sövüldün mü? o sefihleri senin üzerine salan ancak rab’tır.

hiçbir hainin, hiçbir sefihin kendi başına karar alıp sana musallat olmasına imkan veya ihtimal yoktur. o yüzden aslında mahlukattan korkmana veya çekinmene de gerek yoktur. sen ancak kendi kalbinden, kendi niyetinden, kendi çarpık algılarından, kendi kusurlu dünya görüşünden, kendi düşük şuur seviyenden kork! çünkü rabbin sana olan muamelesi(veya otomatik işleyen evrensel düzenin reaksiyonu) bunlara bağlıdır.

dünya denilen ortam her türlü şerleri, karanlıkları, antitezleri de kapsaması nedeniyle şuurun gelişimi için ideal bir zemindir. şuur bir noktada tıkandığında rab hemen müdahale eder. o tıkanıklıktan kurtulman ve açılım sağlaman için seni bir olayla karşı karşıya bırakır. olayın şiddeti, sendeki o kördüğümün sağlamlığına göredir. hafif bir müdahale ile açılacak düğümün varsa, hafif bir müdahale görürsün. tamamen kördüğüm olmuş bir halde isen, oldukça sert ve sarsıcı bir olay yaşamak zorunda bırakılırsın.

örnek: hakka kavuşmak için elinden geleni yapan, ancak dünya malına ve paraya fazlasıyla düşkünlüğü yüzünden bloke olmuş bir kimseyi ele alalım. rab bu kimseye onun durumuna ve haline göre olaylar yaşatacaktır. belki dolandırıcılar gelip onu çarpacak, belki iflas edecek, belki alacaklarını tahsil edemeyip çekleri dönecek vs….

eğer seni hakka yükselmekten alıkoyan karşı cinse olan fazlasıyla düşkünlüğün ise, yine bu konuda değişik hadiseler yaşaman kuvvetle muhtemeldir. böylece kalbin karşı cinsten bir parça soğuyacak, aşırı düşkünlüğün törpülenecek ve şuurun tekrar yükselebilir hale gelecektir.

elbette yaşayacağın olaylar büyük ölçüde senin hakka olan şevkine, tutkuna, talebine göredir. hakka karşı şiddetli bir şevki olanın seyir hızı da yüksek olur. yaşayacağı olayların şiddeti ve miktarı da ona göredir.

tekrar başa dönelim:

ihanet eden niçin başkasına değil de ancak kendine ihanet etmiştir?

çünkü rab elbette onu da rahat bırakmayacak ve o kötü sıfatlardan kurtulması için ona da bir acı reçete yazacaktır. bu arada o kötü halinde dahi onu üzerimize sevk etmiş ve tedavimiz için onu bize ilaç kılmıştır.

düzenin işleyişindeki kusursuzluğu görebiliyor musunuz?

eğer düzende bir kusur veya abeslik görüyorsak, emin olun ki bu bizim görüşümüzdeki çarpıklık yüzündendir.