eski yunan felsefecilerinin eksik gedik argümanlarının aksine kötülüğün olmadığı evreni yaratmak büyük bir kötülüktür.
biz bu gerçeği cüzi insan aklımızla dahi tespit edebiliyoruz.
kötülüğün olmaması demek, antitezin yani karşıt prensibin olmaması demektir. karşıtların olmadığı yerde de hiçbir diyalektik işlemez. diyalektiğin işlemediği yerde gelişme olmaz. son derece durağan, ot gibi varlıkların ebediyen ot gibi yaşamaya devam etmeleri anlamına gelir bu.
diyalektiğin işlemediği yerde gelişme olmadığı gibi bozunum ve ölüm de olmaz.
böyle bir evren en sıkıcı filmden daha sıkıcı, hiçbir hikmetin tezahür etmediği, abes bir ortamdır. hiçbir gayesi olmayan, hiçbir sonuç doğurmayan, hiçbir işe yaramayan evreni yaratan tanrı da eksik demektir. kısacası nereden tutsan elinde kalır bu argüman.
kötülüğü yaratmak kötü değildir; bilakis iyidir. senaristler bile bu gerçeğin farkındadır. onlar dahi senaryolarına kötü karakter eklemezlerse, o işin sonunun nereye varacağını çok iyi bilirler.