işi bilen kimseler ne zaman devletin küçültülmesini, özelleştirmeleri savunsa, hemen sol eskileri veya kemalist dinazorlar çıkıp “efendim özelleştirmeyelim, ıslah edelim” goygoyuna başlarlar. ülkenin uzun süre geri kalmışlık kısır döngüsüne hapsolmasında bu tayfanın sonsuz emekleri vardır. o yüzden bunlar hakkında sarf edilecek her türlü söz kifayetsiz kalacaktır.
devlet dediğimiz kurum, insanoğlunun günahlarından vücut bulmuştur; bireydeki egonun toplumdaki karşılığıdır; dolayısıyla, devlet yapısı icabı negatif bir organizmadır. ancak yine de tıpkı ego gibi varlığı gerekli ve zorunludur; zira insanın vahşi tabiatını dengeleyecek mukabil zorba bir güç yoksa, sonu gelmez bir zulüm ve kargaşaya kapı açılacaktır. eğer insan tabiatın vahşi ve kan dökücü bir yaratığı olmasaydı, devlet gibi bir kuruma da ihtiyacımız olmayacaktı.
devlet, negatif ve karanlık bir yapı olduğu içindir ki, olabildiğince küçük ve fonksiyonel olmalı ve öylece de kalıp sınırlarından asla taşmamalıdır. devleti ne kadar büyütürseniz, onun negatifliğini, karanlığını o kadar çevreye yaymış olursunuz.
ve sizi temin ederim ki, devletin bu karanlığını yok etmenin ve onu pozitif bir güç haline getirmenin herhangi bir yolu yoktur. o hep dark side’a ait karanlık bir güç olarak var olmaya devam edecektir. evet, devlet dark side dünyasından transfer edilmiş bir güçtür; belki de bir canavardır. bu canavarın korkusudur ki, beşer canavarlarını hizada tutar.
solun veya kemalistlerin devleti büyütme eğilimi, kendilerinin de dark side karanlığını taşımaları sebebiyledir. ortak karanlıklarını içgüdüsel olarak her yana yaymak isterler. bunlara fırsat verilmemelidir; çünkü o karanlığın yayıldığı yerler yanıp kavrulur ve ot bile bitmez olur.
yine aynı sebeptendir ki, güç hırsıyla yanan ve insanlara hükmetme arzusu içinde makama mevkiye, iktidara talip olan kişiler dark side yolcusudurlar. istemediği halde kaderin bir cilvesi olarak kendini o noktada bulanları ise bu hükümden hariç tutmak belki mümkün olabilir. bu anlamda hz. peygamberin, abdurrahmân bin semüre’ye şöyle bir tavsiyesi vardır:
“ey abdurrahman! emirliğe talip olma! eğer senin talebin üzerine sana emirlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir. eğer sen talep etmedem sana emirlik verilirse, o zaman yardım görürsün.” (Buhârî, Eymân, 1; Müslim, İmâret, 19)