HANİFLİK

tasavvufta bilincin yedi mertebesi olduğu belirtilir.

bunlardan ilk üç mertebede egodaki karanlık yüz aktiftir. dördüncü mertebe ve ondan sonrasında ego tamamen nurani hale gelmiş ve karanlığından kurtulmuştur.

hem kişisel hem de toplumsal bilinç için sözü edilen yedi mertebenin seyrinden bahsedilebilir. kişisel seyir velayet yolunu(evliyalık yolu), toplumsal bilincin seyri ise nübüvvet yolunu oluşturur.

sırası ile her mertebe ve antitezleri şunlardır:

1. ibrahimi bilinç > antitezi nemrut bilinci

2. musevi bilinç > antitezi firavun bilinci

3. isevi bilinç > antitezi deccal bilinci

4. muhammedi bilinç

muhammedi bilinç sırf nuranidir. orada egonun karanlık yüzü yoktur. hatta belki muhammedi bilinç bu dünyaya bile ait değildir. bu mertebeye yükselmek için icmali ve tafsili olmak üzere iki yol vardır.

tafsili(ayrıntılı) yolda, muhammedi bilince ulaşmak için sırası ile ibrahimi, musevi ve isevi mertebeleri geçip, her mertebenin antitezleri ile yani nemrut, firavun ve deccal bilinçleri ile yüzleşmek gerekir. antitezleri aşamayan bir üst mertebeye ulaşamaz. antitezleri aşmak, pek çok kişinin zannettiği gibi onları stalinvari bir şekilde yok etmek değildir. onları aşacak bir şuura ermekten ibarettir. kolay bir iş değildir bu.

icmali(toplu, özet) yolda ise doğrudan muhammedi bilince yükseliş söz konusudur. bu yolda musevi ve isevi aşamalardan geçilmez. yükseliş esnasında karanlık bölgeden geçerken karşı karşıya kalınan anititez ise ebu cehil bilincidir.

ancak ibrahimi aşama kesinlikle her iki yolun da temelini oluşturur. bu nedenle peygamber efendimize hz. musa ve hz. isa’ya tâbî olma emri verilmemiştir; halbuki hz. ibrahim’e kesin ve net olarak uyma emri verilmiştir.

“sonra da sana: ‘hanif olarak ibrahim’in dinine uy’ diye vahyettik. o, müşriklerden değildi”. (nahl 123)

ibrahimi bilinç, içteki ve dıştaki tüm putlardan arınmış olmayı gerektirir. günümüzde şekilcilik nedeniyle bu hakikat pek anlaşılamamaktadır. üstbeyin ve zihin ile yapılan her türlü laf ebeliği bu noktada geçersizdir. ibrahimi bilinç ancak tevhid nurunun altbeyni tamamen istila etmesi halinde ikmal edilmiş olur.

dördüncü bilinç mertebesine velayet(evliyalık) yolundan her dönemde her devirde pek çok kişi ulaşmıştır. bunlardan kimi icmali, kimi de tafsili yoldan geçmiştir.

toplumsal bilincin seyri ise belirttiğimiz üzere nübüvvet yolunu oluşturur ve her devrin peygamberi o devrin toplumsal şuurunun geldiği noktayı gösterir. peygamber efendimiz devrinde onun varlığı bereketi ile içinde yaşadığı toplum, bilinç olarak dördüncü mertebeye icmali yoldan ulaşmıştı.

ancak zaman içinde toplumsal şuur tekrar dip yaptı ve şimdi tafsili yoldan tekrar bir çıkış söz konusudur; artık icmali yoldan yükseliş mümkün değildir. çıkışın tafsili yoldan olması bizi zorunlu olarak firavun ve deccal manaları ile karşı karşıya getirmekte ve onlarla yüzleşmemizi zorunlu kılmaktadır. yine bu yüzden toplumsal bilincin nur yolundaki seyrine önderlik edecek hz. musa hükmündeki zatlar gelecek ve firavunlara meydan okuyacaktır. yine ilerde deccala karşı bizzat hz. isa’nın kendisi zuhur edecektir.

bu noktada size ilginç bir bilgi daha vereyim: toplumların gelişmişliği son tahlilde, diğer tüm mülahazalardan bağımsız olarak, işte bu bilinç mertebeleri ile alakalıdır. ekonomi, bilim, teknoloji vs. hep toplumsal bilinç tarafından belirlenen alt kategorilerdir. onlar bizatihi belirleyici değildir. batının bugünkü gelişmişliği de karanlık yüzden de olsa üçüncü bilinç mertebesine çıkmayı başarmasından ileri gelir. islam alemi ise ikinci bilinç mertebesinde debelenmekte ve mısır’daki firavun esaretinden onu çıkaracak musa’sını beklemektedir.