DECCALIN EŞEĞİ

Johann_Heinrich_Füssli_-_Titania_liebkost_den_eselköpfigen_Bottom2

İnsan ile hakikat arasında üç perde vardır,

klasik tasavvuf ehli bunu üç şeytan olarak da ifade ederler.

bunlar “ene”, “âdet” ve” tabiat”tır.

ene yani insandaki benlik hissi, ego.

âdet, toplumun bizi geleneklerle programlayıp şuursuzca hareket eden otomatlar haline getirmesidir. yani bizi bir nevi pavlov’un köpeği pozisyonuna sokar.

tabiat ise bedenin içgüdüleri ve dürtüleridir. bunlar hormonal kaynaklıdır.

eğer insan bu üç şeytanı katledebilirse hakikate ulaşır. tasavvuf ehli “ene”nin altında “hüve” yi görerek egodan, inziva ile toplumsal şartlanmalardan ve oruç ile bedenin içgüdülerinden şuurlarını arındırıp miraçlarını yaparlar.

bir de bu aydınlanma yolunun ters istikametinde karanlık yol(dark side) vardır. çünkü allah her şeyi çift çift yaratmıştır. pozitif varsa mutlaka orada negatif de vardır. karanlık yolda, asıl yolda hasıl olanların bâtıl benzerleri hasıl olur.

onlar ene’nin altında hüve’yi görünce secde edecekleri yerde tam tersi uluhiyet iddia ederler, “tanrı benim” derler. hatta masonların inisiasyon ritüelinde adayımız önce bir aynanın karşısına geçirilip “o sensin” denilir. tasavvuf ehlinin sarhoşları da benzer sözler söylese de, bunlar itibara alınmaz çünkü o anda aşırı feyz altında akılları yitmiştir. aklı olmayanın sorumluluğu da yoktur.

toplumsal şartlanmaların kalkması da benzer süreçlerde gerçekleşir. işte burası zurnanın zırt dediği yerdir.

nurani yolun mensubu ene’yi ve toplumsal şartlanmaları kaldırınca büyük bir nuraniyet bedenini istila eder. o nur adeta bedeni bâtını itibariyle yıkayıp, arıtıp pırıl pırıl yapar. o beden etrafa hoş kokular neşretmeye başlar. bunlar misk, gül veya değişik çiçek kokuları olabilir. artık o kimsede asla dünyevi zevklere meyil kalmaz.

ancaaak, karanlık yolda tam tersi bir sonuç elde edilir. karanlık bilgemiz kendini tanrı bilmektedir ve bütün adetlerden soyunmuştur. yani artık onu tutacak, sınırlayacak değer yargıları, süper ego da kalmamıştır. herhangi bir nuru da olmadığı için bedenin dürtüleri bütün ihtişamıyla zuhur eder. artık o kimse kendini tamamen dünyevi zevklere gark eder, hiçbir limit tanımaz.

dünyevi zevklere ve şehavaniyete düşkünlüğün sembolü eşektir. artık onun şuuru “eşek” manasına bürünmüştür çünkü içgüdülerinin tahakkümünde ve güdümündedir.

onun sapkın şuuru binici, bedeni ise o şuurun bineği olan eşektir. esasen “o eşeğe değil, eşek ona binmiştir” desek daha doğrusunu söylemiş oluruz.

evliya ve enbiyanın bineği ise beyaz at, buraktır. eşek sahibini yeryüzüne, burak ise göklere çeker.

batı medeniyeti de toplumsal çapta ve geniş ölçekte aynı deccali manayı haizdir. nuraniyetten yoksun yükselmiş bir şuur sefahate yol açmakta ve neticede roma imparatorluğunun son dönemindeki gibi bir dejenarasyonla, topyekün bir çöküşü davet etmektedir.

DECCALIN EŞEĞİ” üzerine 11 yorum

  1. Adet’i yenmek inzivaya çekilerek, tabiat’ı yenmek oruç tutarak olabilir…Peki ene’yi nasıl yeneceğiz?

    Beğen

  2. toplumsal şartlanmaları kaldırmak nasıl olacak peki? evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış işinde gücünde biri, uyanmaya başladıysa bu inzivayı nasıl gerçekleştirecek ki?

    Beğen

  3. Adetler, şuursuz olarak basmakalıp yapılan artık gelenekselleşmiş veya klişeleşmiş uygulamalardır. İnsan davranışlarının çoğu bu kabildendir.

    Diğer yandan adetler insan hayatını kolaylaştırır çünkü geçmişte sayısız deneyimlerin sonucu olarak benimsenmişlerdir. Yani demek oluyor ki, adetleri zahiren terk etmek her zaman mümkün olmadığı gibi doğru da olmayabilir. Bu durumda aslolan gafletten arınmak ve uyanık hale geçmektir.

    Gafletin sebebi ise çoğunlukla cüziyatta boğulmaktır. Bugün yolda yürürken pazardan gelen insanları gördüm; ellerinde poşetler, herkes kendi derdinde idi. Gökyüzüne baktım; tüm kainatı bir anlık hayalimde tarttım ve bunların hepsinin Allah’ın marifetine ulaşmak için yaratıldığını hatırladım. Şu kadının elindeki poşet ve içindeki sebzeler…Küll’den cüze, cüzden küll’e mekik dokumak gerekiyor her an gafletten sıyrılmak için…

    Liked by 1 kişi

  4. “tasavvuf ehlinin sarhoşları da benzer sözler söylese de, bunlar itibara alınmaz çünkü o anda aşırı feyz altında akılları yitmiştir. aklı olmayanın sorumluluğu da yoktur.”

    böyle bir çifte standart görmedim hayatımda. mason yapınca şeytani, dark side, diğeri yapınca, ‘ya o feyzdendir, sıkıntı yok’ diyip geçiştirmek.

    ironik.

    Liked by 1 kişi

    • Tasavvuf ehli ile işaret edilen zatların süluk güzergahları şeriat çizgisindedir.Gidilen yollarda karşılaşılan ters durumların hepsi büyükler tarafından analiz edilerek yani o yollardan bizzat geçilerek,tadılarak,kapı kilitleri açılarak kat edilmiş yollardır.Ve hepsi saliklerin yol haritası olarak not edilmiştir.Salikin yolda karşılaşacağı psikolojik,fiziksel bütün durumlar ayrıntıları ile bu ilimlerin sayfalarında mevcuttur.Bu hükümleri cevhere erişen zatlar vermiştir.
      Bu yüzden mesnevi okuyup oradaki psikolojiyi iç edip şu ahir zamanda yol almaya çalışıyoruz.
      Yoksa kendi başımıza yönelimler ile iki günde mehdilik iddiasını benliğimize yapıştıranlardan oluruz.

      Diğer bahsedilen yolların start çizgisi Muhammedi şeriat hattı olmadığı için ”fotofinish” ide hüsrandır,karanlıktır.

      Liked by 1 kişi

  5. Deccal’in eşeğinin başındaki ateş neyi sembolize ediyor sizce? Kendisini reddedenleri o ateşe oturtacakmış. Bu ateşe biz nar perdesi altında nur diyebilir miyiz?

    Beğen

Yorum bırakın